Kafa dinleme tatilinin en güzel yaşandığı yerlerin başında, hiç kuşkusuz
Bolu, Yedigöller geliyor. Doğa severlerin yorgunluklarından sıyrılıp,
doğayla başbaşa kalabilecekleri dinlendirici ortam, birçok güzelliği
gözler önüne seriyor.Batı Karadeniz Bölgesi'nde, dere, ırmak ve vadiler
arasında yer alan Yedigöller Milli Parkı, çeşit çeşit ağaç bezeli,
ortasında yüzük taşı gibi göllerin yer aldığı bir yöremiz. Yeşilin her
türünün görülebildiği ortamda, pırıl pırıl, oksijeni bol, soğuk sularda
yaşayan alabalıklar, yaban hayatının parçası. Geyikler, karacalar,
tilki, sincap, tavşan ve kuşlar da cabası.Yedigöller'e adını veren yedi
göl, vadi boyunca yer kaymaları ve vadi önlerinin tıkanmasıyla ortaya
çıkan çukurlardan meydana gelmiş. Karadeniz suyunun yardımıyla oluşan
heyelan gölleri, Sazlıgöl, İncegöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, Deringöl,
Büyükgöl ve Seringöl isimleri ile anılıyorlar. Göller çevrelerinde
oluşan bitki yapısı itibariyle her biri ayrı karakter taşıyor. 2900
hektarlık Yedigöller Milli Parkı içinde kayın, meşe, gürgen, kızılağaç,
karaağaç, karaçam, dişbudak, sarıçam, köknar, ıhlamur gibi ağaçlar var.
Fındık, alıç, üvez türü bodur bitkileri, eğrelti otlarını ve rengarenk
çiçekleri de unutmamak gerek. Her mevsim değişen renk tonlarına sahip
200'ü aşkın çeşidiyle bitki örtüsü, sabah ve akşam saatlerinde ormanın
derinliklerine süzülen asil ışıklarla olağanüstü güzellikte bir renk
armonisi sergiliyor. Dinlenme, gezi, piknik amaçlı gelenler olduğu
kadar, botanikçiler, hatta fotoğraf tutkunlarına da rastlanan Yedigöller
de doğa, ziyaretçilerine mükemmel bir görsel şölen sunuyor. Kademeli
vadide yer alan yedi gölün aralarındaki çağlayanlar, seyir terasları ile
görsel lezzet yöreye has özelliklerle bütünleşiyor.Göllerin
arasındaDört mevsimde dört ayrı güzellik taşıyan yörede, şüphesiz en
şiirsel ortam sonbaharda yaşanıyor. Sık çam ağaçları arasından
Yedigöller'in kalbine Bolu yönünden inenleri, önce küçük bir kulübe
karşılıyor. Arazi düzleşince Orman Bölge müdürlüğünün konaklama
üniteleri karşınızda yer alırken, solunuzda tarifi kelimelerle ifade
etmenin oldukça zor olduğu iç içe girmiş iki şirin göl, görenleri tam
manasıyla büyülüyor. Birinci gölün kıyısında yürümeye başladığınızda
uzun boylu ağaçlar etrafınızı sararken doğanın gizli, saklı ikinci
sürprizi yansıyan ışıkları ile sizi teslim alıyor. Bu bölümde doğa
yapısı göle güçlü bir akustik sağlıyor. Konuşmalarınız, çevredeki
kuşların seslerine karışan suses efektleri bile, ekolu ve farklı
duyuluyor.! Göl yüzeyinin bir kısmını yeşil bitki örtüsü örterken gölün
uzak kıyısı yosunsu bitkiler, bodur çalılıklarla son buluyor. Ayrılmak
istemiyorsunuz fakat, gezi parkuru kuytu bölümleriyle ziyaretçileri daha
bir çok kez şaşırtmaya devam ediyor. Konaklama üniteleri önünden göl
isimleri veyerlerinin gösterildiği harita panoya paralel ilerlediğinizde
araçların park edildiği alan bitiminde daha büyükçe bir göl ile,küçük
çaplı şelalelerin oluştuğu bölüm sağınızda kalırken, solunuzda beliren
panoramik tablo karşısında ifade zorluğu yaşıyorsunuz. Bu bölüm piknik
masaları ile düzenlenmiş, kıyıda bir de ağaç masalı teras barındırıyor.
Tartışmasız Yedigöller'in en keyifli bakış açısına sahip teras ve
çevresi, her mevsimde suya vuran farklı renklerle başkalaşan kocaman göl
yüzeyinde, ayna misali gördüklerinizi ikiye katlıyor. Zamanın durduğu
hissine kapılmanıza neden olan durgunlukta, tüm kaslarınız gevşiyor,
eğer varsa kafanızı kurcalayan sorunları unutabiliyorsunuz. Tek tük kapı
çalınır gibi duyacağınız tak tak sesinin nereden geldiğini merak
ederseniz başınızı ağaçların uç kısımlarına doğru bakarak bu merakınızı
giderebilirsiniz.! Gri renkli gövdeleri, güçlü gagaları ve kuvvetli
boyun yapısına sahip ağaçkakanlar, bıkıp usanmadan çıkardıkları seslerle
varlıklarını hissettiriyorlar.Sonbaharın lütfu, kızarıp dökülen
yapraklarla adeta kırmızı halı döşenmiş gibi uzanan zemin üzerinde
yürürken bazen ilginç şekilli, melon şapkalı oldukça iri mantarlar
fotoğraf severlere kompozisyon olabiliyor. Büyük gölün en süslü yerini
kolye misali ahşap bir köprü tamamlarken, kıyı yamaçları ağaç masalar
ters ışıkla yıkanıp renkleniyor. Özellikle Güneşin dik geldiği öğle
saatlerinde aydınlanıp, sihirli renklere boyanan Büyük Göl ve diğerler
göller, günün ilerleyen saatlerinde ışık huzmelerini çabuk kaybedip,
akşama da erken veda ediyorlar.
Yedigöllere nasıl gidilir
1965
yılında milli park statüsüne alınan Yedigöller'e giriş için her iki yön
den de alternatifiniz bulunuyor. İstanbul-Ankara yolunun Bolu il
sınırları içindeki Yeniçağa Kavşağı'nı döndükten sonra karşınıza
çıkanyol, sizi cennete götürüyor. Yaz, kış açık olmasına rağmen, 42
kilometrelik manzaralı orman yolunun ilk kilometreleri asfalt, sonraları
virajlı ve stabilize durumda. Bolu kent merkezinden başlamak üzere
orman içi yolculuğunuza yön tabelaları ile devam diyorsunuz. Bir tarafı
dağ diğer tarafı yamaç olan iki şeritli orman.Aracınızın yakıt deposunu
doldurabileceğiniz son istasyon, Bolu Dağı, Koru Motel yanı Petrol Ofisi
olabilir. Gezinizin devamında yol ikiye ayrılıyor. Devrek, Mengen,
Bartın ve sayısız tünel geçilerek ulaşılan Yenice-Karabük yolu
sonrasında Safranbolu, Yörük Köyü, Pınarbaşı kendine has özellikleri ile
sizleri bekliyor.
Yedigöllerde ne yenir
Milli parkta, piknik
için gelenlere hazırlanmış ahşap masalar ve ocaklar bulunuyor. Yiyecek
ve içeceklerinizi beraberinizde getirdiyseniz göl manzaralı masalardan
birine yerleşebilirsiniz. Yakacağınız mangalda et,balık, tavuk ızgara
yapabilirsiniz. Mönünüzü daha da zenginleştirmek istiyorsanız, alabalık
üretim çiftliğinden alabileceğiniz veya bilet karşılığı gölden
tutabileceğiniz göl alası ve gökkuşağı türü alabalıklarınlezzetine
güvenebilirsiniz. Çeşitli çeşmeler su ihtiyacını karşılarken, şarap ve
benzeri içecekleri beraberlerinde getirenler yudumlarında doğayı
damaklarında hissediyorlar. Bolu Dağı üzerindeki bal ve yöresel meyveler
dikkatinizi çekecektir. Koru Otelin marketi yöresel peynirlerin,
reçellerin ve çeşitli gıda ürünleri ile hediyelik eşyaların alternatifli
olarak bulunabilen yerlerden biri.
Yedigöllerde konaklayabileceiğiniz oteller/moteller
Yedigöller
Milli Parkı sahası içinde, villalardan oluşan 31 yataklı bir dinlenme
tesisi var. Sınırlı kapasiteye sahip tesiste kalabilmek için Ankara'daki
Orman Bölge Müdürlüğü'ne rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.Öte yandan,
Bolu'ya 15 km. uzaklıkta, Ankara-İstanbul yolu üzerinde bulunan Koru
Otel, 128 odasındaki 270 yatağıyla ve tüm üniteleriyle yıl boyu hizmet
veriyor.Tel: (0-374) 215 25 28 Abant yol ayrımından 3 km. içeride
bulunan Petro Club Abant Bey Yaylası Apart Otel. Petro Club'ta 50 apart
250 yatak mevcut.Tel:(0-374) 225 23 61
Abant gölü kıyısı Abant Palas ve Büyük Abant oteli alternatifler olabilir.
Bolu
içinde kalmak isteyenler de üç yıldızlı Köroğlu Otel veya Yurdaer Otel
ile irtibat kurabilirler. Köroğlu OtelTel: (0-374) 212 53 46 , Yurdaer
OtelTel: (0-374) 215 29 03
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder